31 Aralık 2008 Çarşamba

Sana da Merhaba


Bir insanın kararsızlıklarında kaybolması,bir deniz gibi bazen gelir hayat, vurur dalgalarını kıyılarına ve hesapsız bir sürü çakıl taşı fırlatır en hassas noktalarımıza kararsızlıklar hayatımız olmuşsa hayatımız kararmış bir yol üstünde, yürümekten farkı kalmaz.
Tercihlerimiz bizi var eden ağaç dallarıdır. Üzerine ne tür kuşların konacağını bilmeden uzanırız boşluğa sanki bir eli tutacak gibi tüm gücümüzle. Sonra hangi meyveler dökülecek, hangi yapraklar koruyacak bizi düşünürüz beklemeler ile geçer kuşlar ve gökyüzünü kaplayan bir örtüye dönüşene kadar süre gider her şey.

ölümü düşündüğüm günden kaldı bu hüzün
geç kalmışlığın telaşı
koca yalanlarım
hatalarım yollarım ve yıllarım
eksik olmayın
bir başka sefere yine beklerim
umutlandıklarım umut dağıttıklarım
akıl verdiklerim akıllı sandıklarım
eksik olmayın
bir başka sefere yine beklerim
ölümün yüzünü gördüğüm gün
kimin elini tutup göçmek isterim
bir sevip bin söz ettiklerim
bin sevip hiç söz etmediklerim
söz verdiklerim
yapamadıklarım
eksik olmayın
bir başka sefere yine beklerim

derken şair, kendimizi aradığımız yolda kaybettiklerimizdir her defasında hatırda kalan. Düşünceler düşünceler kaybolduğumuz karanlıklardır ve her birini kendimizin bizzat çaba göstererek yarattığı.

Cahillik mutluluktur diye çokça kullanılan bir söyleme her ne kadar katılmak istemesem de öğrendiklerimizle özgürleştiğimizi düşündükçe aslında bildiklerimizin esiri olmaya başlarız. Sonunda görüp göreceğimiz her şeyi anladık sanıp kapıldığımız duyguların aslında içgüdülerin birer yansıması olduğunu yeni bir arkadaş gibi tanırız.

"ne sohbetiyle ferahlayacak eşim ve dostum ne de beraber yürüdüğüm bir kervan vardı."
İbni Batuta, bu sözü gezdiği yerleri tanımladıktan sonra kullanmak için çok mu düşündü acaba.

evet hayat dediğimiz herkes için tanımlanacak bir şey değildir aslında tanımlamak en büyük yanılgıdır önemli olan nerden nereye gidiş değil nasıl gidildiğidir.
yine de güzeldir düşünmek
her şeye rağmen karşı koyabilmektir
içinde yarattığın dünyadır
düşlemek
düşmemek üzere umutlar edinmiş, bir çocuğun kurgularıdır.
Neyse ki;
"düşünceler kurşungeçirmez, onlar yaralanmazlar, acı hissetmezler ve ölmezler"

Bazen renklerin gözümüzü almasına izin vermeliyiz

Yeni yılları sevdiklerimizin sağlıklı olduğu bilgisi, karşılaşacağımız tüm zorluklara saçmalıklara karşı sadece hayatımızı yaşadığımızı düşlemek, her zaman istinasız mutluluk ve daha fazla bilince sahip olabileceğimiz inancı ile karşılamak ümidi ile..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder