22 Aralık 2012 Cumartesi

the dark knight

Kara bir şövalye düşer,
oyunbozan birileri hep,
vardır.

hey, aslen adın
budur;
ata binen asker.
sahi söyle bakalım bize,
-siz kimsiniz-
atın nerede!?

yoksa,
o da mı atladı peşinden.
yirmi bir aralık bulup,
ardında
vızıldayan arı maya.

ışıklar saçarak bir dünya bitti,
ve doğdu ışıklar saçarak
karanlık.

karanlık saçarak bir dünya yaşadı,
-hoşçakal-
ve karardı ışıklar,
aydınlığa çalınırken,
parmak izi bırakmamıştı.

kanun mu bu...!?

6 Aralık 2012 Perşembe

yeni baştan eski

toplanınca insanlar tek bir nefesten bir ses
haykırdılar sokaklarda
sokakların taşları gevşedi yerlerinden.
meydanları kapattılar,
tüm girişleri
ve çıkışları.
salkımlar suya saldı dallarını,
aralıktı,
üşüdüler.

bin türlü düşünce geçti
bin tane dalın aklından
bir tane ağacın bin dalı gibi
ve baharı beklemeye ant içtiler
çiçek açmak için.

kurulan düzenlerin
bir bir başkaları için yıkılması mümkün değildi.
evet yapabilirlerdi
göz yaşlarının bile sunilerini,
hayat dedikleri zaten yalandan ibaretti.

kimsler duymadan bir karanlığın içinde
yolculuğa çıktı
bir daldan uzanan bin tane dal
adım adım aldılar rüzgarda yol,
haykırdılar sokaklarda
tek bir nefeste bin sözcükle
bin yağmur yağdı tek bir buluttan,
sokaklarda taşlar gevşedi,
bin parça,
dallar yolundan vazgeçmedi.
hiçbir zaman bir anda.