19 Haziran 2013 Çarşamba

BAKIŞ

31 mayıs 2013,
gecesinde zorla uyuduğum, kötü hislerin çevrelediği ve onurlu kalabalıklar arasında olduğum bir rüyadan zar zor uyandığım bir tarihti. gök kubbeye yayılan koku özgürlük ve sıcacık güneş kokuyordu. Oysa esmeyen rüzgarın getirdiği rüzgar herkesin ciğerlerine bir uyanış üfürüyordu.

son bakışla çıktım evden. sanki bir şey olacaktı. büyük bir şey. en büyüğü. başka bir şeye benzemeyen türden.
bir duvara karşı, yalanlarına karşı, takiyelere karşı, her türlü engele karşı ilerledi nefes gibi gençler.
nefes gibi gençler adım adım aldılar yolları,
yollar sis duman gazdı.
gençlerin ayağında bir çift ayakkabı, kiminin bir gözü yolda kaldı,
kimisi de serdi bedenini yere boş kalan ayakkabıları yadigar.
kenetlendiler birbirlerlerine insanlar,
ağacın toprağa tutunuşu gibi hepsi.
erdallar, erenler, denizler, hepsi güzel kızlardı, hepsi güzel çocuklar.
uyutmadılar sonra günleri,
uyuyamadılar,
aşk gibi tutundular
sevda gibi yandılar
vücutları yandı,
gözleri kızardı,
ciğerleri şişti,
direndiler,
kendilerini buldukları yoldan vazgeçmek olmazdı,
öğrendiklerini tüm dünyaya da öğrettiler,
seçimler demokrasi demek değildi,
demokrasi hey ben de varım demekti.
park park forum forum, tabandan başladı her şey bu defa olması gerektiği gibi.

güzel insanların, güzel akıllarında, tutkulu bir sevda türküsü yayıldı
şehirler tutulmuş olsa da sokak sokak,
kendi insanına anlatacakları vardı,
kırmadan bir kalbi,
bir kaldırım taşının ardından denizler vardı bildiler.
neylesinler
yollar kesilse de kendileri gibi binlerce şehir binlerce genç kalbin içinde çırpındı kelebek gibi titrek bir ateş,
aşıktı bu çocuklar her biri birbirlerine, her biri bir şehrin her zamanına
gençtiler
belki de o kadar hikayeleri yoktu
hikayeler edindiler unutulmamak üzerine.
bir kere yakmışlardı ateşi,
vazgeçmek olmazdı
kendilerine baktıkları aynayı el ele taşıdılar sırtlarında kilometrelerce,
köprüleri, kıtaları geçti bazıları yürüyerek,
bazıları ekmek oldu, su oldu, göz oldu, kulak oldu, tuttular birbirlerinin ellerini,
karanlıklar içinde
çadır çadır açtı günçiçekleri
ve onların söylediği gibi yazıldı tastamam duvarları,
yüzleri güldü,
içleri sızıdı,
anlamadılar bazıları inatla,

bu gerçek aşklarıydı.


http://fizy.com/song/zulfu-livaneli-neylersin/3fxatm