3 Ekim 2010 Pazar

gölge


kaç sahilde söndürdün feneri
ve ufacık bir çukurda yüzdürdün kağıt gemini

tayfasız kalmaz ya bu dünya
yerine gelir elbet biri.
su alıyor altından diye de boşuna korkma
bir yama ile kapanır ya bu delik
bir yenisini de sen açma
bakakalıp ardına.

&

boş sokaklarda adımlarım yankılanıyor
her şey daha bir gürültülü canlanıyor zihnimde
kaç vakit güneşi kucakladın uykulu gözlerle
ve boş yere yeminler içtin olmazlar üstüne

bir selam savurdu muydun rüzgara
ve seslen tüm gücünle martılara
çek kürekleri kayıkçı
alınacak yollar var daha.


olmaz deme
gitmek korkutmasın seni
her gece yıldızların misafirliği gibi
konuk olsun yalnızlığın odana.

sus deme
konuşmak korkutmasın seni
yakışmaz ağlamak
sözler dökülürken dilinden
kırılmaz yere vurunca
yıllarca o elinde tuttuğun
cam bardakta.

imkansızlıkların ortasında
bir de yağmurlar yağınca üzerine
kalakalmak koymaz yolun ortasında
bir orada bir burada
yok olmak kalabalıklar arasında

&

çek kürekleri kayıkçı
gayri durulmaz buralarda
yorgunsun biliyorum
belki hastasın da
ve tutmuyor da olabilir ellerin
biliyorsun
gidelecek yollar var daha
bedeninle yahut ruhunla
tamamlanacak elbet
son soluğa kadar
solan gözlerinle yoldaş
ve seçilmeyi bekleyen
bir yığın yol var be arkadaş.