16 Ağustos 2010 Pazartesi

mavi bir alev


Mavi bir alev kavuruyor tenimi
Ve İhtilal gibi kazınıyor içim
Bir iki damla damlıyor yanağımdan
Mürekkep mi kan mı bilmem

Mavi bir alev
Kızarıyor yüzüm
Bir yanım dalıp gidiyor
Diğer yanım taş kesilmiş belli ki

Mavi bir geceyi sarıyor alev
Günahlar gibi davetkar
Zehir gibi acı
Ve tarlalar kadar bakir düşler.

Bu gece bir ant tutuluyor akıllarda
Bir daha hiç yaşanmayacak bu gece
Ve eskisi gibi olmayacak gündüzler de
Melodisi olmayan bir şarkının
Sözleri gibi sırlar
Savrulmuş dört bir yana kafiyeleri.

Dans ediyorlar
Müziksiz.
Ve mutsuzlar.

Kayıp odanın
Han ve hancı arasında sıkışmış yabancısı
Şimdi gitmelisin
Nereye bilmeden
Nasıl düşünmeden.

Bağlı kalsın gözlerin
Bir çukura denk gelsen ve tökezlesen de devam etmelisin
Ardına bakma
Bırak tarif edeyim sana,
Sen şimdi gidiyorsun
Ardında rüzgarlar söğüt dallarına gizleniyor
Bir başka yerlerin yabancısı olmadan az evvel
Uğurlar elbet seni titreyen bir el
Ve mavi bir alev.

1 yorum: