7 Ağustos 2011 Pazar

kuru yük gemisi


an itibariyle pek tanımadığım bir austos ile karşı karşıyayım. bu austos biraz farklı, biraz daha yabancı, biraz daha karışık.
aslında basit bir oyundur hayat onu zor hale getiren insanlardır. aynı bir kar tanesinin bir çığa dönüştüğü gibi. kural bu.
kim koydu bu kuralları
sorgulamalar eşliğinde uykuları öteliyorum.
dönüm noktalarını kimler belirler ki sahi?
nedir yani yolda yürümek ile varmak arasında ki fark?
bak yine soru işaretleri tek farkı artık umursamıyor olabiliyorum.
romanlar yazmak istiyorum
karanlık gecelerin romanını
bize ait olmayan başkalarından çaldığımız gecelerin.
yabancı insanların öykülerini
onları sayfalar dolusu betimliyebilirim.
dekoru.
mekanı.
mimikleri.
jestleri.
sıkılmayayım yeter.
bir cinayet romanı değil aradığım.
bir aşk romanı da değil.
olric'e tutulan tutunamamış ergenlerin dillerine yapışacak kelimeler etmek istemiyorum.
düz kelimeler istediğim.
dümdüz.
ara sıra yokuş çıkan sonra o yokuşları koşar adım inen kelimeler.
bizim gibi.
senin gibi.
benim gibi kelimeler.
gerçek sıkıntılar da dilimizden dökülen kelimler gibi.
her yeni yaşla kaplandığımız buhranları tanımlayan kelimeler.
kendi iç savaşımızı anlatan çanları çalan kelimeler.
asla galip gelinemeyecek bir savaşın
mağlubiyetin mahsunluğundan da uzak duracak kelimeler.
yeni kelimeler arıyorum
mutluluğu vaadetmeyen
pişmanlıktan da uzak kelimeler.
işte ben böyle bir roman yazmak istiyorum
söz gelimi sevişenlerin romanı
başkalarına ait geceleri çalanların romanı.
ama ben yazamam.
kim bilir belki bir gün biri, benim yazamayaşımı yazar.
benim o romanı yazacak kelimelerim yok.
başkalarına ait gecelere gizlenmişlerse
tanışmaya mecalim yok.
ben, a.mümtaz taylan'ın dediği gibi
"hayatta herkesin beklediği bir kuru yük gemisi vardır."

moddosunun hikayesini yazacağım. ona yetecek kelimeleri bulabilirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder