3 Şubat 2009 Salı

Çingene Yüreğim

Nasıl başlarsa öyle biter...

Eskilerden bir ses duyulur böyle tanımsız tarifsiz muhtemelen müzikle gelir önce, durur kulağınızın yanında, izin ister gibi dikilir, içeri girmek için amirinden izin isteyen bir memur edasında. Siz ise onun bu şaşkın haline tuhaf bir bakış atarak ve varlığından sanki hep haberdarmış gibi davranmayarak, içeri kabul edersiniz.
Sonra o müzik bazı görüntüleri de size hatırlatır böyle mavi tonlarda ve çok sevdiğiniz bir filmden fırlamış gibi. Bir şey arayan gözler, yukarıya bakan eller, olmazsa olmaz keman titreği sesleri...Kırmızılı kıvrak danslar, sigara, rakı, keman, davullar, karnaval, tüm günahlar... ve arada kalmış özgürlüğü, o masumiyetin parmağına bağlı kuş.

Bu bahsettiğim bir klip, Nezih Ünen'in karnaval albümünden çingene yüreğim şarkısını anlatan. Görünürde böyle evet, ama klibi defalarca izleyip şuna karar verdim, bu bir rüyanın bizim gözümüzden kayıt altına alınmış halinden başka bir şey değil. Nasıl mı?

Şöyle; Gecenin en karanlık zamanı gün doğmadan az önce ki zamandır, o da maviye çalmaya başlayan bir renkle tanımlanır işte bu klipte böyle başlıyor ve daha doğrusu o vakitte uykuya dalan gözler bu sefer bu alemde takılıp kalıyor. Nezih Ünen'in etkileyici sesinden sözler akmaya başlıyor. Kendini izlettiriyor, arattırıyor, meraklandırıyor ama hepsinin ötesinde takılı bırakıyor ta ki uyanana kadar, sonra döngü devam ediyor...
ve nasıl başlarsa öyle bitiyor tıpkı gerçekmiş hayallerin olduğu gibi...
Burdan karnaval dışında diğer diğer işlerini de takip eden biri olarak kendisine son olarak şunu sormak gerek. Arıza mısın oğlum sen? Cevabı onda kalsın ama şunu ekleyerek bitirelim, keşke bu düzlemde herkes onun gibi arıza olabilse.

gün batarken bulutlar
bir anda renklenir
bir sızı yükselir içimde
ve yalnızlık gelir
dost gibi dost yoktur yanımda
aşk gibi aşk çok uzaklarda
tek tesellim çingene yüreğim
çingene yüreğim yana yana oynayan alev gibi yanarken
çingene yüreğim yanar oynar
çingene yüreğim
bir o yana bir bu yana delice koşarken
çingene yüreğim çalar oynar

ay
doğarken ışıklar her yana serpilir
sokaklar boşalir aniden ve yalnizlik gelir
dost gibi dost yoktur yanımda
aşk gibi aşk çok uzaklarda
tek tesellim çingene yüreğim.

90 ların sesine kıyısından köşesinden bir şekilde tanıklık edenleri etkilemeden geçip gidebileceği düşünülemeyen, az ve öz, özgün bir dinleti ve görsellik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder