10 Mart 2013 Pazar

Fotoğrafın sol anahtarı

Fotoğraf; Işığın zamanın içinden geçtiği, zamanın içinden geçen ışığın bir insan tarafından tutsak edilebildiği, tutsak edilen anın, görebilenler tarafından onaylandığı, algı oyunlarından en önemlisi, sanat.
Kimsenin bilmesi gerekmeyen yazılar vardır, tozlu fotoğrafların ışıklarından yansıyan... herkes fotoğraf çeker, bunun için ortalama altı bir zeka bile yeterlidir. kiminin yeteneği, algısı, bilgisi fazladır göze hitap eder, kimisinin komposizyon bilgisi, bunlar konu değil. fakat fotoğrafları yaşayanlar vardır bir de, belki onlardan birine dokunabilecek kelimeler bulabilirim ben de...

"gecenin uğultuları yine başımda uluyor,"
"bordo kar taneleri üzerime doğru yağıyor!"
Tepeleri aşarak yürüdük atimla. Ne zaman ısındı hava ne zaman sardı sis gölgeleri. Kimseler duymadan indik vadileri. Zaten duyacak da kimse yoktu etrafta o sırada bir kurt usulca yaklaştı yanıma.
Dört nala koşuyor rüzgar
Uluyan sesler doğuyor ufuktan
Doğudan yükselen Gunes bir büyük savası mı müjdeliyor
Karşımda duruyor kovaladıgim nefesim
Elektrik direkleri çeviriyor etrafımı
Birileri beni anıyor
Lânetlerim toynaklarla dövulmus
Ve siva dokuntuleri arasında bir duvar yükseliyor
Az önce duydugum sesler simdi zihnimi dağıtıyor
Bir bayrak direği ucunda karşılıksız ayak uçları
......................
Ve deniz kumu serpili sacların parildiyor
Geceleri...

Notalar; başına gelen sol anahtarı ile dizilen, belki milyonlarca duyguya tek bir dokunuşla uyarabilen en güzel yaratık. doğrudan gideceğe yere ulaşabilecek en etkili taşıt. bu sırada aldığı yol ise hayatın ta kendisi olan.

Zordu hayat. Cok hem de. Ayağı kesilecek bir eroin bağımlısıydi Talat. Artvinliydi bes kardeş ucu uvey. Ablası evlenip Samsun'a gitmişti. Dogum yapmıştı. Kaderi benzemesin diye ölen babalarının adını vermişlerdi  bebeğe. Annesi sancıları artınca apar topar gitmişti kızının yanına. Gözleri yasliydi otobüs yolculugu boyunca. 24 yaşındaydı Talat. Görünürde 54 vardı. Otuz yas birden büyümüştü bacağının kesileceğini öğrenince. İssizdi. Zaten Bu halde kimse ise de almazdi onu. Bağımlılığından kurtulmuştu ama is kazası sonucu daha da kararan hayatı bacağından yakalayıp çürütmeye başlamıştı onu. Neler öğrenmişti neleri iskaladigini hic bilemeden. Nerelerde geceyi gün yapmıştı, hangi sokaklarda aksak yürümüştü. Hayat herkes icin adil değilken şanssız doğanlardan biriydi, tercihi olmadıgı yolları yillandirirken büyüdü, yaslandı. Ölümden korkuyordu her seye rağmen. Kucuk bir cocuk gibi yüreği hep hızlı çarpardı. sorun etmezdi, saygı da kusur etmediği gibi. hakimin karşısında mahrur, uzatılan yardım eli için hep arayıcıydı. gözleri gülümserdi biri onu adam yerine koyduğu zaman. bu yüzden gözleri hep az gülümsedi Talat'ın.

Onun hiçbir notası olmadı. Ama bir süreliğine yaşamında bir sol anahtarı tanıyacaktı Talat.

Fotoğraf ve notalar bir tarihte bulaşabiliyor. ciltler dolusu anlatabilinecek kadar kelime biriktiriliyor. biriksin kelimeler. sokaklar fısıldamak için herkesin uyumasını bekliyor.

                         ve ne kadar karanlıkta olsa ay geceyi bir şekilde aydınlatıyor.


camel-rajaz;

http://www.youtube.com/watch?v=fOH3PzYlI3w

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder