21 Kasım 2009 Cumartesi

Sis



Cam görünümlü plastik makyajlı
devasa betonların ardında
gri büyük bulutların gölgesi vuruyor
o karanlıklar arasında bir yol
varla yok arası izlerde yeşil bir fil yürüyor,
ağır ve aksak
ve dönerken dünya hissettirmeden
bize ağaçların tepesinde kiraz arattırıyor.
patron görünümlü
şişman kedilerin
parmakları arasında ki kocaman yüzüklerin
konduğu masalarda kaybettiriyor çekirdekleri
eğer ki
sıyrılabilseydi orda ruhum
süzülüp onca yolu
geçip gri bulutların arasından
varacaktı
yemyeşil bahçelerin ardında sislerle gizli
misket kuyularına.
Çünkü gözleri bir şarkı gibiydi
Çünkü “gözleri eski bir deniz mavisi”
Yani yokken ay tepede
gözleri geceden daha derin.
Ve tanımlıyor bilmediği bir ayrılığı biri;
her ayrılık bir cinayettir ve gidenin kalanı öldürdüğü
ve yeniden doğar kalan,
aynı bedende başka biri.
Katil olay mahalline sonradan mutlaka uğrayacaktır
Lakin üzülme seni asla eskisi gibi bulamayacaktır.
Yani sisler ardında
Gizli bir hikayenin
Yansıyan yüzleriyiz;
Biraz karanlık ve pus
Az biraz da bilinmez
Ve özünde ekşi bir melankoli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder