27 Ağustos 2010 Cuma

iki yol


çok kısa ama çok çetrefilli yolların ortasında bir siren gibi salındı mıydın. bir çığlıkla dünyaya gelip bir nefes bırakıp giderken ezdiğin topraksın sen.
hangisini seçeceğini bilmediğimiz yollarla çevrili bir yolculukta, yolcuyum.
hancıların tedirgin düşlerinde konaklar, hiçlikle yoldaş olurum.
çok mühim değil söylediklerim. hepsinin sonu aynı.
ele geçirilmiş bir ülkeye korku tohumları ekilmiş
kendi hayat kavgamıza bir dal tutturulmuştu
postalların sert adımlarında selamladık kabusları
nereye gidersen git
yol
kaç yaşına gelirsen gel
yol
gelecek düşledik
yollara
serdik
topladık da geldik
bizi marsa götürse bari
yollar.
güzel bir kızın gözlerinde
ipeksi teninde
gizli bu yollar.

günaydın, yeni gün.
yeni yollar.
umut her zaman mataradan çıkarıp yüzümü yıkadığım
dudaklarıma damıttığım suyum.
sen olmasan
kururum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder