Adam bağ bozumu mevsimine varmıştı.
Yoldaşı bir şişe şarap. En ucuzundandı.
Adam yer yüzünden ki tüm yanlışların yabancısıydı.
Adam bu yabancılığına alışmıştı.
Adamın aklı hala temmuzdaydı
Temmuz onun için hep,
bir güneşin yolculuğuydu
Gecenin güne özendiği bir aydı
sessiz ve sakince
durup öylece tanık olmaktı
ruhuna.
Temmuz,
ilk sevgilinin anlamsızca elini tutma telaşının
yüzde bıraktığı ilk ter damlacıklarıydı
kadıköy sokaklarında.
Adam bir yolcuydu,
hep yollardaydı,
Bir kendisi vardı
bir de şehirler hayatta.
Şehrin de hep yolcuları vardı.
Buna rağmen şehir hep yalnız bir sahildi.
Şehrin bir de denizi vardı.
O şehrin üzerinde güneş batardı
defalarca.
Asla ifade edemeyeceği insanlar da tanıdı,
fakat her tanışmanın akıbetini herkesten daha iyi biliyordu.
tüm bu zehirlerle
sadece
ağaçlar kalırdı ayakta
ve öylesine sırf
adı yaşamak sanılan sahnede
en son selamlanacaklardandı;
old habits die hardold soldiers just fade away
old habits die hard
harder than november rain
old habits die hard
old soldiers just fade away
old habits die hard
hard enough to feel the pain
http://www.youtube.com/watch?v=VkCDxu6Z2XE&feature=related
yolcu olduğumuzu düşünürüz zaman geçerken ama dönüp dolaşıp kendi kürkçü dükkanımızdayızdır. arayışımız farklı yerler, insanlar, mekanlar olsa da aslında tanıdığımız yerlerde tanıdığımız kişilerleyizdir hep.
YanıtlaSil