3 Haziran 2011 Cuma

Son


"isyan gibi cesur adalet gibi hazindi"
ne kadar göreceliymiş zaman ve ne kadar güzelmiş özgürlük. " denizde balık kokusuyla döşemelerde tahta kurularıyla gelir haydarpaşa garına bahar" ve "düşünmek değiştirmez hayatı." özetim budur;

akut farenjit.

memleketimden insan manzaralarıydı yaşadığım bir nevi.

yahut kendimi okuduğum bir romandı her baktığımda boş bozkırlara. bir ayna gibi parlıyordu ırak dağların tepeleri ve güneş vurduğunda çöllere kekik kokardı etrafım. ne bildiğimi öğrendim sayfalar dolusu.

sayfalar dolusu sıkıldım. bunaldım. bekledim.

ait olmadığım bir yerde kendime ait tek yere kaçabilirdim. uzun beklemelerde bir sandalye üzerinde saatlerle zorunlu dostluklar kurdum. saniyelerin saat gibi geçtiği yerde başka şansım da yoktu.

sonra gerçek dostluklar tanıdım. aynı kederin bir araya getirdiği kaderleri savunduk. söylendik. isyan gibi cesurduk etrafta kimse yok iken.

bir mavzer gibiydik mevzilerde

kirliydi üstümüz,

nasırlıydı ellerimiz,

çamurdu postallarımız,

ve soğuktu sözlerimiz

ve donuktu gözlerimiz.

bir umut doğardı bazen içime
tan vakti güneş gibi
güneş uzaklarda bir martı
tam denizin ortasında koyu bir mavi
ve aşk gibi
hasret,
ve ölüm gibi
ayrılıklar olmadığı vakit,
yaşar insan mutluluğu
bir kuşun gagasında yem gibi.

şimdi yok

geçmiş yok

gelecek muğlak

ama tek gerçek

gelecek mutlak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder